6. Sınıf Fen ve Teknoloji / Dolaşım Sistemi
İnsan
vücudu milyarlarca hücreden oluşur. Hücreler yaşamsal
faaliyetlerini sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyarlar.
İhtiyaç duyulan bu enerji besinlerden sağlanır. Canlıların
hücrelerinde enerjinin
üretilebilmesi için
gerekli olan besin ve
oksijenin
hücrelere taşınması gerekir. Ayrıca hücrelerde yaşamsal
faaliyetler sonucu oluşan karbondioksit
gazı ile zararlı atık
maddelerin de boşaltım
sistemi organlarına getirilerek vücut dışına atılması gerekir.
İşte
bu görevleri yerine getirmek dolaşım sisteminin görevidir.
İnsanda
çok iyi gelişmiş bir kapalı dolaşım sistemi vardır. İnsanda
kan dolaşım sitemi; kan,
kalp
ve
kan damarlarından
oluşur.
A.KALP
İnsan
kalbi (yüreği
) herkesin yaklaşık kendi yumruğu büyüklüğündedir
Kalp,
göğüs boşluğunda, diyaframın üstünde ve iki akciğer
arasında, göğüs kemiğinin arkasında, sivri ucu sola yatık
durumda, koni şeklinde ve herkesin yumruğu büyüklüğündeki
organdır. . ( Ortalama olarak erkeklerde 300
gr. kadınlarda 250
gr. kadardır.)
Yaşlandıkça kalp büyüyebilir.
Kaburgalar tarafından korunur. Göğsün orta bölgesinde sola doğru
yer alır. Alt kısmı sola doğru yatıktır.
Kalbin Görevi;
Kalp,
kasılıp gevşeyerek kanın damarlar içinde bütün vücudu
dolaşmasını sağlar. Kalp, vücutta pompa görevini görür. Kanı
vücuda pompalar ve tekrar toplar.
Kalbin
Yapısı ;
•Kalp,
çizgili kaslardan yapılmıştır fakat isteğimiz dışında
çalışır.
•Kalp,
üstte iki kulakçık,
altta iki karıncık
olmak üzere toplam 4 odacıktan oluşur.
•Kulakçıkların
arasında ince, karıncıkların arasında kalın kas tabakası
bulunur. (Bu nedenle karıncıklar, kulakçıklardan daha güçlü
kasılırlar ve gevşerler).
•Karıncıklar
kulakçıklara göre daha geniştir.
•Kulakçıklar
ve karıncıklar arasında, kulakçıklardan karıncıklara kan
geçişini sağlayan kapakçıklar
bulunur. Kapakçıklar,
kulakçıklar kasıldığında kanın karıncıklara inmesini sağlar,
karıncıklar kasıldığında kanın karıncıklardan kulakçıklara
dönmesini engeller. (Sağ kulakçık ile karıncık arasında üç
parçalı, sol kulakçık ile karıncık arasında iki parçalı
kapakçık bulunur).
•Kalbin
sağı ve solu kaslardan yapılan duvar ile ikiye ayrılmıştır.
•Kalbin
sol tarafında temiz kan, sağ tarafında kirli kan bulunur.
•Kalbe
kan getiren damarlar kulakçıklara bağlıdır. Bu nedenle kalbe
gelen kan kulakçıklarda toplanır.
•Kalpteki
kan, karıncıklardan pompalanır, gönderilir.
•Kalbin
üzerini örten kalın, esnek ve dayanıklı olan zara kalp
zarı denir. Bu zar ile
kalp arasında kaygan bir sıvı bulunur. Bu sıvı kalbin rahat
çalışmasına yardım eder.
•Besin
ve oksijen yönünde zengin olan açık renkli kana
temiz
kan denir.
•Besin
ve oksijen yönünde fakir olan koyu renkli kana
kirli kan
denir.
Kalp
besin ve oksijen ihtiyacını içerisindeki kanda karşılamaz. Kalbi
besleyen özel damarlar vardır. Bu damarlara koroner
damarlar
denir. Bu damarlar vücudun en ince damarlarıdır. Alkol, sigara ve
kötü beslenme ile kolayca tıkanabilir ve bu durum kalp
krizine
yol açabilir.
B)KAN
DAMARLARI
Vücudu
bir ağ gibi saran ve içinde kan dolaşan kapalı borucuklardır.
Kanın vücutta taşınmasını sağlayan boru şeklindeki yapılara
kan damarı denir.
Kan damarları vücudu bir ağ gibi sararak temiz kanın vücuttaki
bütün hücrelere iletilmesini ve hücrelerde kirlenen kanın tekrar
toplanmasını sağlar. Kan damarları farklı kalınlıktadır ve
yapı ve görevlerine göre atardamarlar,
toplardamarlar ve kılcal
damarlar olmak üzere üç
çeşittir.
ATARDAMARLAR
Kalbin karıncıklarından
çıkarlar.
Kalpten vücuda yani
organlara kan taşırlar.
Genellikle temiz kan
taşırlar.
Sadece
akciğer atardamarı
kirli kan taşır
taşıyanen büyük atardamar
aort atardamarıdır.
akciğer atardamarıdır.
Sadece
akciğer toplardamarı
temiz kan taşır.
alt
ve üst ana toplardamarlarıdır. (4
tane).
Toplardamarlar,
atardamarlardan daha geniştir ve daha fazla kan taşır
Toplardamarlar,
atardamarlardan daha geniştir ve daha fazla kan taşır.
Alyuvarlar
(Kırmızı kan hücreleri):
Yapılarındaki
hemoglobinden
dolayı kırmızı renkli hücrelerdir. Alyuvarlar oluştuklarında
çekirdeklidir, olgunlaşarak dolaşıma katılınca çekirdekleri
kaybolur. Alyuvarlar
kırmızı kemik iliğinde üretilir.
Alyuvarlar
3-4 ay ömürlü olduklarından yaşlanan alyuvarlar dalak ve
karaciğerde parçalanır.
Sağlıklı
bir insanın 1
mm3
kanında kadında 4,5
milyon,
erkekte ise 5
milyon
kadar alyuvar vardır. Alyuvarların görevi solunum organlarından
aldıkları oksijeni hücrelere, hücrelerden aldıkları
karbondioksiti solunum organlarına taşımaktır.
Kan
gruplarının oluşumunda etkili faktör alyuvarlardır
Akyuvarlar
(Beyaz kan hücreleri ) :
Beyaz
renkli, iri çekirdekli, oldukça büyük, sabit bir şekli olma-yan
kan hücreleridir. Kemikteki
sarı ilikte üretilir.
Ömürleri bir-kaç gündür. İnsanın 1
mm3
kanında 8-10 bin kadar akyuvar bulu-nur. Vücudun enfeksiyonla
karşılaşması ve kan kanseri olması halinde akyuvar sayısı
geçici olarak artar.
Akyuvarların
görevleri, vücudun mikroplara karşı savunmasını yapmaktır.
Bazı akyuvarlar fagositozla mikropları etkisiz hale getirir. Bazı
çeşitleri de zararlı maddelere (antijen)
karşı antikor
üreterek savunma yapar. Akyuvarlar vücut savunmasında yetersiz
kaldıklarında,etkisiz duruma getirilmeyen mikroplar vücutta
hastalık meydana getirir.
Kan Pulcukları :
Kemik
iliğindeki iri yapılı hücrelerden oluşan, kandaki en küçük
parçacıklardır. Renksiz ve çekirdeksizdir. 1mm3
insan kanında
ortalama 200-300 bin kadar kan pulcuğu vardır. Bunların ömürleri
birkaç gündür. Vücudun yararlanan bir yerinde kanın
pıhtılaşmasını
(
fibrinojen )
sağlayarak kan kaybını önler. Kan pulcukları damar içinde
pıhtılaşma sağlayamaz. Damardaki pıhtılaşmayı karaciğerin
ürettiği hormon
(
heparin ) önler
Büyük
ve Küçük Kan Dolaşımı
Kanın
kalpten pompalandıktan sonra kalbe deri dönmesine dolaşım denir.
Küçük ve
büyük
dolaşım
olmak üzere iki türlü dolaşım vardır.
KÜÇÜK
DOLAŞIM;
KALBİN
YAPISI
Kalbin
sağ
karıncığından
pompalanan kirli kanın,
Akciğer
atardamarı
ile akciğere
giderek temizlendikten
sonra kalbin
sol
kulakçığına
Akciğer
toplardamarı
ile dönmesine küçük
dolaşım
denir. Küçük dolaşımdan sonra kalbin sol kulakçığındaki
temiz kan, sol kulakçığın kasılmasıyla sol karıncığa
geçer.Bu noktadan sonra büyük kan dolaşımı başlar.
Temiz
kanın, kalbin
sol
karıncığından Aort
atardamarı
ile çıkıp vücutta kirlendikten sonra
sağ
kulakçığa
Ana
toplardamar
ile dönmesine büyük
dolaşım
denir. Büyük dolaşımdan sonra sağ kulakçıktaki kirli kan, sağ
kulakçığın kasılmasıyla sağ karıncığa geçer. Sağ
karıncıktaki kirli kanın akciğere pompalanmasıyla tekrar küçük
dolaşım başlar
KAN
GRUPLARI
Vücudumuzdaki
kanın 1/5 ‘ini kaybedersek hayatımız tehlikeye girebilir.
Çeşitli nedenlerle kan kaybı olan insanların hayatını kurtarmak
için kan verilir.
Kan
Nakli; Sağlıklı
bir insandan alınan kanın, kan kaybeden hastaya verilmesine kan
nakli
denir.
Kan
naklinin yapılabilmesi için kan vericisinin ve kan alıcısının
kan gruplarının uyuşması gerekir. Kanlar uyuşmaz ise kan alıcısı
hayati tehlike yaşar.
İnsanlarda
A,
B, AB ve 0 (sıfır
)
olmak dört çeşit kan grubu vardır.
Kan
grupları alyuvar yapısında bulunan iki özel proteine bağlıdır.
Kanda
bu proteinlerden hangisi varsa kan grubu o harfle adlandırılır.
Proteinlerden hiçbiri yok ise
0
(sıfır)
diye adlandırılır.
Gruplandırma,
insanların kanlarında bulunan Rh(
er aş )
maddesine göre de yapılır. Rh
maddesi bulunanlara
Rh+ (pozitif)
, bulunmayanlara
Rh
– ( negatif
)
olarak adlandırılır. Bu özelikler kan naklinde dikkate alınır.
Kan
grubu aynı olan insanlar birbirine kan verebilirler.
Uyarı
;
Rh + grubu , Rh – grubuna kan veremez.
Kan
alışverişlerinde
0
grubu genel
verici,
AB
grubu ise
genel
alıcı
adı verilir.
İnsanlarda
Kan Grubu Yüzdeleri
Kan
Bağışı :
İhtiyaç
duyulan kanın karşılık beklemeden ve gönüllü olarak
verilmesine kan
bağışı denir.
Kan bağışını, bilinçli, gönüllü, karşılık beklemeyen
kişilerin düzenli olarak yapması en az riskle bağışın
yapılmasını sağlar.
Kan
bağışı;
kan veren kişilerde kemik iliğinin yağlanmasını önler,
kan
yapımını canlı tutar,
kandaki yağ oranını düşürür. Ayrıca
baş ağrısı, stres, kaşıntı, tansiyon, alerjik reaksiyonlar ve
yorgunluklara iyi gelir.
Kan
bağışından sonra vücutta yeni kan hücreleri yapıldığı için
vücut canlılık kazanır.
.
Kan bağışı yapan kişiler, tanımadıkları kişilerin
hayatlarını kurtarmak için şartlanmışlardır.
•Düzenli
kan bağışlamaya daha fazla isteklidirler.
•Acil
kan ihtiyacı olduğunda yapılan çağrılara cevap verme
ihtimalleri yüksektir
2-Kan
Bağışında Düzenli Olmanın Faydaları :
•Güvenli
kanın önemi konusunda bilinçli ve her kan bağışında taramadan
geçtikleri için güvenli kanın temin edilmesini sağlarlar.
•Sürekli
güvenli kanın depolanmasını sağlarlar.
3-Kan
Bağışında Karşılık Beklememenin Faydaları :
•Maddi
çıkar elde etmek için şartlanmamış oldukları için her an kan
verebilirler.
4-Kan
Bağışında Bilinçli Olmanın Faydaları :
Hücreler için gerekli olan besin ve oksijen temiz kan
sayesinde atardamarlardan kılcal damarlara geçer ve kılcal damarlar
sayesinde dokulardaki hücrelerin arasını dolduran ara
maddeye (doku sıvısına) verilir. Hücreler besin ve oksijeni ara maddeden alır, yaşamsal faaliyetler sonucu oluşan karbondioksit gazı ile zararlı atık maddeleri tekrar ara maddeye verir. Ara maddedeki atık maddeler ve karbondioksit gazı kılcal damarlar ile alınarak toplardamarlara iletilir. Fakat ara maddedeki zararlı maddeler ve karbondioksit gazının bir kısmı kılcal damarlara geçemeyip ara maddede kalır.
Lenf
Dolaşımı :
Ara
maddede kalan bu atık maddelerin ve karbondioksit gazının tekrar
kana verilmesi (kan dolaşımına katılması) gerekir.
Dokulardaki
hücreler arası ara maddede (doku sıvısında) kalan zararlı atık
maddeleri, karbondioksit gazını ve hücrelere giremeyen besin
maddeleri (proteinler) ile akyuvarlar hücrelerini toplayarak
bunları tekrar kan dolaşımına katan sisteme
lenf
sistemi
denir.
Lenf
sistemi, dolaşım sistemine yardımcı bir sistemidir.
Vücuttaki
organların sağlıklı bir şekilde çalışması dolaşım
sistemine bağlıdır. Kalp ve damarlarda meydana gelen
rahatsızlıklar, diğer doku ve organları da etkiler.
Dolaşım
sisteminin sağlığının korunması için;
Dolaşım
sisteminde; tetanos, sıtma, kuduz, tifüs, AIDS, hepatit B ve
hepatit C (sarılık) kan yoluyla bulaşan hastalıklar ile varis,
bürger, hemoroit, kalp romatizması, damar sertliği, kalp
yetmezliği, kalp krizi, anemi (kansızlık), lösemi (kan kanseri),
tansiyon yükselmesi, hemofili, kan uyuşmazlığı, lenfoma gibi
hastalıklar görülür.
Varis Bacaklardaki
toplardamar genişlemesi.
Hemoroit
Anüsteki toplardamar
genişlemesi.
Bürger
Kol ve bacaklardaki
atardamar iltihaplanması ve tıkanması. (Kangrene yol açar).
Kansızlık
(Anemi) :Kandaki
alyuvarlar sayısının azalması.
Lösemi
(Kan Kanseri) :Kandaki
akyuvarlar sayısının gereğinden fazla, kontrolsüz şekilde
çoğalması. (1 mm3
kanda 50 bine kadar çıkar).
Kalp
Romatizması :Kalp
kapakçıklarının iltihaplanması.
•Damar
Sertliği:Atardamarların
yüzeyinin yağ ve tuzlarla esnekliğini yitirmesi.
•Kalp
Yetmezliği :Damarların
pıhtıyla tıkanması ve yeterli kanı taşıyamaması.
Kalp
Krizi: Kalbe kan getiren
ve kalpten kan götüren damarların daralıp tıkanması.
Tansiyon
Yükselmesi:Kan
basıncının artması. (Felçlere yol açar).
Hepatit:Kan
yoluyla bulaşarak karaciğere yerleşir.
AIDS
(HIV Virüsü) :Kan veya
cinsel yolla bulaşarak bağışıklık sistemini bozar.
Hemofili:Kanın
pıhtılaşmaması hastalığı.
Lenfoma:Lenf
sistemindeki lenf düğümlerin şişmesi
Dolaşım
sistemi hastalıklarının tedavisinde teknolojik gelişmelere bağlı
olarak çeşitli yöntem ve teknikler kullanılır. Bunlar; anjiyo,
kalp pili, kan nakli, baypas
gibi ameliyatlardır.
Anjiyo:Damar
tıkanıklılığının belirlenmesi ve görülmesi işlemidir.
Baypas:Bazı
damarların tıkanması durumunda vücudun farklı yerlerinde alınan
damar, tıkanmış damarla değiştirilir.
|
Yorumlar
Yorum Gönder